Karaman Kmü'de Programlar Devam Ediyor

Karaman Kmü'de Programlar Devam Ediyor

Karaman Kmü'de Programlar Devam Ediyor
24 Ekim 2017 - 13:17
Kmü’de ‘Kuran’daki Tevafuk’ Konuşuldu

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) Osmanlı Türkçesi Öğrenci Topluluğu tarafından ‘Kâinat ve Kuran’daki Tevafuk’ konulu konferans düzenlendi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Konya Hayrat Vakfı Temsilcisi Mücteba Yıldız, "Tevafuk nedir ve Kuran-ı Kerim’de nerelerde tevafuk var" sorularının cevaplarını irdeledi.
Yıldız, “Tevafuk, Arapça bir kelimedir. İki şeyin birbirine uygun ve denk gelmesi demektir. Tesadüf denilme ihtimali olmayan, arkasında İlâhî bir kasıt ve iradenin varlığı hissedilen denk gelmelere tevafuk denir. Sokrates, 'Kâinatta, tesadüfe tesadüf etmek imkânsızdır' demiştir. Kâinatta büyük küçük her şeyde bir tevafuk vardır ve her şey yaratılışına göre harikadır. Tevafuk, manadan uzaklaşmış bu maddeci asrın insanlarına Kuran’ın gösterdiği yeni bir mucizedir.” dedi.
Yıldız, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bütün İslam dünyasında kabul görmüş olan yani her sayfanın günümüzdeki en-boy orantısı, on beş satır ve 604 sayfa olan bu günkü tertibini ilk kez uygulayan Osmanlı son dönem meşhur hattatlarından Kayışzâde Hâfız Osman Efendi’dir. Hafız Osman Efendi, sayfa boyu ölçüsü olarak en uzun ayet olan ve tam bir sayfa süren 47'inci sayfadaki Müdayene ayeti diye bilinen Bakara suresinin 282'nci ayetini esas almış, sayfa eni ölçüsü olarak da en kısa sure olan İhlâs suresini esas yapmıştır. Bu ölçüyle tüm Kuran’ı yazdığında her bir sayfanın ayetle başlayıp ayetle bittiğini görmüştür. Hiçbir sayfa sonunda ayet yarıda kalıp diğer sayfaya geçmemiştir.”
Kuran’daki tevafuk mucizesi hakkında açıklamalarda bulunan Yıldız, “Kuran'daki tevafuk mucizesinin keşfi ise Üstadımız Bediüzzaman Hazretlerine ait olduğu gibi onu en güzel ve mükemmel bir surette yazarak gösteren talebelerinden Husrev Altınbaşak'tır. Kuran’da bulunan toplam 2806 adet ‘Allah’ lafzının bazı müstesnalar hariç birbiriyle tevafuk etmesidir. Kuran’ın 604 sayfasının çoğunda ‘Allah’ lafzı mükerrer olarak geçmektedir. Bu lafızlar, her sayfada ya alt alta, ya karşılıklı sayfalarda üst üste, ya da bir yaprağın iki sayfasında sırt sırta gelerek, ya da sayfalar arasında birbirine tevafuk etmektedir. Rab, Kuran, Resul ve Esma'ül Hüsna kelimelerinde de aynı tevafuk olduğu gibi daha başka aynı kökten gelen kelimelerde de tevafuk çeşitleri vardır.” dedi.
Mücteba Yıldız, “Kuran’ı Kerim mucizevi bir kitaptır ve Allah kelamıdır. Kuran okumak bıktırmaz. Diğer kitapları tekrar tekrar okumaktan bıkarsınız fakat Kuran-ı Kerim öyle değildir. Rabbim Kuran-ı Kerim okumayı ve idrak etmeyi nasip etsin hepimize.” diyerek sözlerine son verdi.

Kmü Ve Duru Bulgur'dan Üniversite-Sanayi İşbirliğinde Örnek Proje

Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesi (KMÜ) ile Duru Bulgur Gıda San. ve Tic. A.Ş. arasında Ar-Ge Sözleşmesi imzalandı.
KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül ve Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru'nun imzasıyla yürürlüğe giren Ar-Ge Sözleşmesi çerçevesinde bulgur üretimine uygun yerli makarnalık buğdaylar geliştirilmesi öngörülüyor. Sözleşmeye göre, eskiden Anadolu’da bulgur üretimine en elverişli yerel tohum olarak bilinen Ahmet buğdayı ve yerel durum buğdaylarının kalite ve agronomik özellikleri geleneksel metotlar kullanılarak iyileştirilecek ve tekrar Türk tarımına kazandırılacak.
KMÜ Rektörlük Makamında gerçekleştirilen ve Emin Duru ile proje yürütücüsü ve araştırmacılarının da hazır bulunduğu imza töreninde konuşan KMÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Akgül, "Üniversite-sanayi işbirliğinin önemli örnekleri arasında yer alacağına inandığımız bu projeyi hayata geçiren akademisyenlerimizi ve Duru Bulgur yönetimini tebrik ediyorum. Bulgur ve bisküvi üretiminde Türkiye’nin önde gelen illerinden biri olan Karaman’ın en önemli hammadde ihtiyacının başında buğday gelmektedir ve bir ilin tarımsal ürünlerde marka olmasının en önemli şartı, üstün kalite özelliklerine sahip tarımsal ürünler yetiştirmesidir. Bugün hayata geçirdiğimiz bu Ar-Ge projesinin tarım ve gıda sektörüne önemli çıktılar sağlayacağına ve kırsal kalkınmaya katkı sunacağına inanıyor, ilimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum." dedi.
Duru Bulgur Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Duru ise Duru Bulgur olarak 1935 yılından beri bulgur üretimi yapan ve 51 ülkeye ihracatı bulunan bir firma olduklarının altını çizerek "Şirketimizin kurucusu Ziya Duru tarafından bulgur üretiminde kullanılan, çok kaliteli ve lezzetli bulguru olan eski buğdaylarımızı tekrar üretime sokmak ve bu buğdaylara sahip çıkmak amacıyla bu projeyi hayata geçirdik. Bulgur üretiminde kullanılan buğdayın kalitesinin geleneksel yöntemlerle artırılmasının gerek bulgur kalitesine gerekse ürün çeşitliliğini olumlu yönde etkileyeceğine inanıyoruz. Ayrıca ülkemizin önemli zenginliklerinden olan buğday genetik kaynaklarının muhafazasına da önem veriyoruz." açıklamasında bulundu.
Proje yürütücüsü ve KMÜ Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Aydın da proje hakkında bilgi vererek "Proje kapsamında ülkemizde yetiştiriciliği çok azalan ve çok kaliteli ürüne sahip eski Anadolu buğdayları kullanılarak geleneksel yöntemlerle sert durum buğdayın kalitesi iyileştirilecek. Araştırmada ülkemizde bulunan yerel buğdaylar ve daha önce hiç kültüre alınmamış yabani buğdaylarımız kullanılacak. Proje ile kırsal tarım yapılan alanlardaki sert durum buğday üretimi ve kalitesinin artırılması hedeflenmektedir." dedi.
24 ay sürecek olan projede KMÜ Biyomühendislik Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Ceren Bayraç, Gıda Mühendisliği Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Abdulvahit Sayaslan, Gıda Teknolojisi Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Cafer Akyürek ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölümünden Yrd. Doç. Dr. Kadir Sabancı da araştırmacı olarak görev alacak. Farklı disiplinlerden araştırmacıları bir araya getiren proje ile ülkemizin en değerli doğal kaynaklarından olan buğdaylarımız kullanılarak tarım sektörüne ekonomik katkı sağlanacak ve yerel buğdaylarımız tarıma tekrar kazandırılacak.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum